Geçenlerde Şişe Cam A.Ş.’nin internet sitesine şöyle bir göz attım. Onlarca şirketi, özellikle doğu bloku dediğimiz ülkelerde muazzam yatırımları ve dünya cam sektöründe küçümsenmeyecek bir yeri olduğunu gördüm. Tarihçe bölümünde 1935 yılında Gazi Mustafa Kemal’in emri ile Beykoz Paşabahçe de kurulmuş olan bu şirket bugün bir dünya devi olmuş. Üstelik kullandığı markalardan en önemlisinin adı hala Paşabahçe. Dünya Paşabahçe adını biliyor fakat Paşabahçe’nin nerede olduğunu bilmediği gibi, bu şirketin dünya devi olmasında en büyük katkısı olan eski çalışanlarının ne halde olduğunu da bilmiyor.
1935-2002 yılları arasında 67 yıl boyunca çalışanlarının şimdi ne yaptığını hiç düşünmeyen bir yönetim olduğu kesin. Oysaki internet sitesinde tüm dünyaya yayınladığı etik kurallar bölümünün altında “Müşterilere ve tüketicilere karşı yanıltıcı ve aldatıcı davranışlar içerisinde olunmaz.” Maddesi yazılı iken, var olmasında en büyük payı olan eski çalışanlarını ve hatta ailelerini yanıltmayı, aldatmayı hiç önemsemediği görülmekte.
İşte bu yazıyı yazmamın nedeni de bu zaten. Onlarca şirket kurup her birinin sosyal sorumluluk adı altında aslında vergi olarak vermesi gereken gelirlerinden belli bir payı, olur olmaz işlere yıllardır harcarken, kendisinin yarattığı sosyal buhranın iyileştirmesine tek kuruş bile harcamamasıdır.
Şimdi diyeceksiniz ki, kanunlara uygun olarak çalışanların her hakkı eksiksiz verilmiştir. Dünyada hangi kanun yazıyor; köyünde yaşamakta olan vatandaşına istihdam vaadi ile büyük şehirlere çağırıp, lojman bile yapmadan, dünya şartlarından çok daha az bedelle yıllarca çalıştıracaksın, sonra da muhtelif nedenlerle vaat ettiğin işyerini kapatacaksın. Yerine de yıllarca herhangi bir istihdam sağlayacak proje yapmadığın gibi, mevcut yeri satıp da başkalarının yapmasına da engel olacaksın. Üstelik kıt kanaat maaşlarından arttırarak, daha doğrusu yıllarca yemeden içmeden, anayasal hakkı olan barınma hakkını kendi imkanları ile (pek tabii ki yasalara uygun olmadan sağlamış) çalışanlarının, çocuklarının yaşamına katkı sağlamayacaksın. Tabii konu derin olunca kurduğum cümleler de biraz ağdalı oldu.
Şişe Cam’ın internet sitesindeki Çevre politikası bölümüne baktım, 2009 yılında sürdürülen çalışmalar; enerji tasarrufu, ambalaj ve atık azaltma, emisyonların kaynağında önlenmesi ve enerji tasarrufu sağlayan ürünlerin geliştirilmesi konu başlıklarına tam 14,5 milyon TL harcama yaptığıyla övünmekte. Kim bilir 2010 yılında kaç TL dir?
Ey Şişe Cam A.Ş. yöneticileri: devir teknoloji ve bilgi iletişim devridir. Bu memleketin % 70’ine yakın bir kısmı 30 yaşın altındadır. Keza Beykoz da benzer yapıdadır. Bu gençlik, yarattığınız bu sosyal sorunun sebeplerinden en önemlisinin de sizin olduğunu anlayacaktır. O zaman, arkadaşlarının, akranlarının işsizlikten veya yoksulluktan ne tür yollara saptığının ve ne tür acılar içinde olduğunun yakından şahidi olarak hesap sormak isteyecektir. Şirket yöneticileri kravatlı dünyalarında önemsemeyebilirler, fakat kendi çocuklarınız bile konuya bu açıdan baktıklarında sizlerden gurur duymayacaklarını garanti edebilirim. Kravatlı dünya diye yazmamın sebebi, kurumsal ve kişisel olarak yalnızca daha çok kazanmak uğruna, vahşi kapitalizmin dişlilerine uymakta hiçbir sakınca görmeyenler içindir. Hele hele bu insanlar ile küçük menfaatleri uğruna işbirliği yapanlar hakkında hiç konuşmak istemiyorum.
İşte etik kurallarınızdan biri daha. “Tüm Topluluk çalışanları Şişe Cam Topluluğu Etik Kurallarına uygun davranmakla yükümlüdür.” Etik ne demekse? Ahlak desek daha doğru olacağını düşünürüm hep. Ülkemizin içinde bulunduğu en önemli sorunun ahlak erezyonu olduğunu düşünürsek, şirketinizin bünyesinde oluşturup internet sitenizde bile yayınladığınız etik kurallarına uymayarak bu erezyona katkınızdan dolayı tüm yöneticileri kutlamak gerekir.
1950 lerde zarar eden fabrikayı kara geçirmesi ile defalarca bakanlık bile yapmış olan yöneticisini unutmayan Beykozlular, fabrikayı kapatarak ve yerine herhangi bir proje yapmayarak çalışanlarının ve onların çocuklarının umudunu tüketenleri de uzunca bir süre unutmayacaktır. Yazımın başlığında da yazdığım gibi, “Kurumunuz dünya devi de olsa tarih sizleri affetmeyecek.”
20 Temmuz 2011
Gökhan Taneri VURAL
info@gokhanvural.com
www.gokhanvural.com