Öncelikle hukukun üstünlüğü ve demokratik gerekliliklerin yerine getirilmesi çünkü hukukun güvenilirliği olmadığı yerde yapacak pek bir şey kalmıyor. Aslında CHP’nin açıkladığı ilkelerden birkaçı hariç hepsi bu gereklilikleri anlatıyor. Hani normal bir demokratik ve hukuk devletinde olması gereken, aslında herkesin hemfikir olması gereken ilkelerdir bunlar. Diğerleri ise; emekliye yılda iki maaş ikramiye, asgari ücretin 1.500 TL olması, Çiftçiye mazotun 1.500 TL olması ve bunlar gibi maddeler koalisyon olacaksa pazarlık konusu olabilir. Ama birçok madde var ki zaten hepimizin ilkeleri olmalıdır. Siyasi ahlak yasası, güçlü bir sosyal devlet, gençlerin düşündüğü ve konuşabildiği, basını özgür, yasakları olmayan, yolsuzlukların cezalandırıldığı, haksızlıkların giderildiği bir Türkiye’yi kim istemez.
Anayasal sınırların içinde olmak her vatandaş için bir zorunluluktur. Anayasamızın 170. Maddesinde belirtilen orman köylüsünün korunması konusunda tedbirler alınmasını kurulacak bu hükumetten bekliyorum. 6292 sayılı 2B kanunu ile hem köyleri hem mahalleleri aynı kanun içerisinde dâhil edilerek mülkiyet sorununu çözülmüş gibi görünse de aslında yerinden yurdundan edilen halkımızın çoğu mülklerinin bir kısmını ya da hepsini satmak zorunda bırakılmıştır. İmar planları olmayan tarla vasfındaki araziler satıldıktan sonra imar planı yapılması da tam bir rant çılgınlığına sebep olmuştur.
Öncelikle anayasamızda da belirtildiği gibi tarım yapılan arazilerdeki vatandaşlarımızın hiçbir bedel ödemeden hatta teşvikler sağlanarak kullanım şekli devam ettirilmesi gerekir. Zamanla imar planı yapılarak rant elde edilecek bir proje yapmayı düşünenler devletin de, hak sahibinin de payını rantta göre ödemelidir. Aynı şekilde mahallelerde de halkın sesine kulak verilmelidir. Çarpık yapılaşmanın düzenlenmesi amacı ile imar planı yapılıyorsa bu süper lüks konut ve site imarı değildir. Halkın da talebi bu değildir. Halk 2-3 komşusu ile birlikte kendisinin de rahat yaşayabileceği, yapacağı masrafını da çıkarabildiği, hatta biraz da üzerine kazançlı çıkabileceği bir imar planı ister. Yeterince açık yazabildim mi bilmiyorum? İmar planı olmayan arazileri astronomik fiyatlarla hem de süre kısıtlamaları ile satmaya kalktınız mı, işte böyle nasıl bir mağduriyete uğradığının bile farkına varmadan kendisi için bugünlük cazip denecek fiyatlara satarak ailesi ve geleceği için meçhul planlara yelken açılır. Bu arada kentlilik bilinci, kent kültürü, mahalle aidiyeti, komşuluk ilişkileri, toplumsal güvenlik, çocuklarımızın arkadaşlıkları ve psikolojisi daha sayamadığım birçok şey daha bu durumdan etkilenir.
Hükumet kurulunca öncelik sırasına göre problemler çözülmeye çalışılacaktır. Benim beklentim ilk sıralarda olmasa da öncelikli olarak mülkiyet problemleri, çarpık yapılaşma düzenlemeleri ve afet tedbirlerinin de ele alınacağı, rant peşinde koşanların engelleneceği ve vatandaşın hakkının korunacağı bir düzenleme yapılmasıdır. Adına 2B yasası mı denir, Kentsel Dönüşüm yasası mı denir veya Afet Yasası mı denir bilemiyorum fakat her üçünün de içinde yer alacağı halktan yana ve en önemlisi özellikle Haktan yana bir düzenleme mutlaka yapılmalıdır.
16 Haziran 2015
Gökhan Taneri VURAL
www.gokhanvural.com